Neden TURAN?
Köklü bir geçmişe, kültüre ve tarihe sahip olan ve dünyanın çeşitli coğrafyalarına yayılmış olan Türk nüfusu çeşitli eziyetlere maruz kalmaktadır. Dünya’da bu doğrultuda çeşitli örnekleri görülmektedir. Örneğin; Çin’in Uygur Türkleri üzerindeki siyasi, askeri ve diplomatik tutumu, Rusya’nın Sibirya bölgesinde Saha-Yakutistan, Tuva, Hakasya, Başkurdistan, Tataristan, Çuvaşistan, Kabardin Balkar özerk bölgesi, Karaçay-Çerkes özerk bölgesi, Karakalpakistan, Taymir vs. gibi özerk devlet ve Türk topluluklarına karşı siyasi politikası, İran’daki 45 milyon Azerbaycan Türkü, Gürcistan sınırları içerisinde yaşayan yaklaşık 1 milyon kadar Türkün durumu akademik perspektif ile irdelenmeye çalışılmaktadır.
TURAN-SAM(TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi) bu doğrultuda Türk Devletleri ve Milletlerinin tarihsel geçmişini, uğramış oldukları soykırımı, sürgün, siyasi-diplomatik baskıları ve uluslararası konjonktürde varlıklarını akademik çerçevede inceleyip dünya kamuoyuna aktarmaya çalışmaktadır. Bu durum akabinde Türk devletleri ile aralarındaki ilişki ve akademik çalışmalar ile işbirliğini sağlamayı gaye edinen Turan Stratejik Araştırmalar Enstitüsü; Ülke, Özerk devlet ve Türk Toplulukları Uzmanlarımız sayesinde ticaret yapmak isteyen Türk firmalarına her türlü danışmanlık hizmeti sağlamak da belirlemiş olduğumuz politikalar arasındadır. Turan Stratejik Araştırmalar Merkezi, Türk Halklarının haklarını modern çağın statüsünde irdelemeye çalışırken diğer millet ve ülkelerin siyaset ve politikalarını yorumlamaya da çalışmaktadır.
Öncelikle toplum paradigmasında çeşitli algılara sebep olan “TURAN” kavramını açıklamaya çalışmalıyız. “TURAN” kavramı için bilimsel ve bilimsel olmayan literatürlerde çeşitli açıklamalarda bulunulsa da Türk Dil Kurumuna göre Turan şu şekilde açıklanmaktadır: “Turan’cıların Dünyadaki bütün Türkleri birleştirerek kurmayı amaçladıkları ülkenin adı” olarak ifade edilmektedir[1]. Ancak unutulmaması gereken bir husus vardır ki, o da “Turan” kelimesinin Türklerin Orta Asya’daki en eski Yurtlarının adı olmasıdır.
Çağımızda “Turan” ve “Turancılık” kavramları çeşitli şekillerde eleştirilse de aslında Orta Asya ve Doğu kültürü sayesinde medeniyetle tanışmış olan günümüz Avrupa ve ilgili kuruluşlarının “Turan” mantığı ve perspektifi ile hareket ettikleri, ancak bu duruma “Birleşmiş Milletler” denildiği unutulmamalıdır.
“Turancılık” ise Turan fikrinin felsefesini savunanlar olarak özetlenmesi pekâlâ mümkündür. Nitekim bu durum Türk toplumlarının zihninde gerçekleşmiş, Turan, politik ve fiziki olarak gerçekleşmese de toplumların fikrinde ve zikrinde gerçekleştiği gerçektir. Örneğin; Ermenistan, Azerbaycan savaşında Türkiye tarafından Azerbaycan’a karşılıksız ve çıkarsız verilen destek, Rusya’nın Afgan Türklerine karşı gerçekleştirmiş oldukları(1965-66) askeri operasyon ile Türkiye Türklerinin madden ve manevi yönden Afgan Türklerini desteklemesi, Çin’in Uygur Türklerine karşı siyasi ve askeri tutumunun Türk toplumu tarafından yadırganması, Türk iş adamlarının diğer Türk devletleri ile ticari ilişkileri, belirtebileceğimiz birkaç örneklerdendir. Fikirlerde gerçekleşen Turan birliği, diğer milletlerin haklarına saygı gösterilerek gerçekleşmesi de önemli bir unsurdur. Bu belirtilen hususlar neticesinde Stratejik Araştırma Merkezimiz, adını Turan olarak belirlemiştir.
[1]http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.537510b00a6eb8.77409052
Dr. Öğr. Üyesi Andaç KARABULUT
TURANSAM Yönetim Kurulu Üyesi – Editör